16 Nisan 2011 Cumartesi

PREPOSİTİONS OF PLACE AND DİRECTİON


(Yer ve Yön Belirten Edatlar)

Yer ya da konum belirtmek için kullanılan edatlar şunlardır:

at (-de, -da) 
beside (yanında, kenarında)
above (tam üstünde, yukarısında)
between (arasında-genellikle)

among (arasında-ikiden çok 
in (içinde)
nesneler için)
behind (gerisinde, arkasında)
in back of (gerisinde, arkasında) 
below (altında, aşağısında)
in front of (önünde)
beneath (altında, altına)
inside (içinde)
near (yakın, yakınında)
over (tam üstünde, yukarısından)
next to (yanında, kenarında)
throughout (her yerinde, her tarafında)
on (üstünde)
under (altında, altına)
on top of (üstünde, tepesinde) 
underneath (altında, altına)
opposite (karşısında)
outside (dışında, dışarısında)

Who is that student sitting beside Linda? (Linda’nın yanında oturan öğrenci kim?)

What is the difference between an instructor text and a student text? (Öğretmen ders kitabı ile öğrenci 
ders kitabı arasında ne fark var?)

He also has a few famous footballers among his friends. (Onun arkadaşları arasında birkaç tane 
ünlü futbolcu da vardır.)

She wore a fur coat with nothing underneath.(Altında bir şey olmadan bir kürk ceket giydi.)
The disease spread throughout the country. (Hastalık ülkenin her yerine yayıldı.)

When I last saw him, he was sitting under the bridge. (Onu son gördüğümde, köprünün altında 
oturuyordu.)

We couldn’t read the notice on the board because a lot of students were standing in front of it. (İlan tahtasındaki duyuruyu okuyamadık 
çünkü tahtanın önünde birçok öğrenci 
duruyordu.)

Bir hareketin yönünü belirtmek için kullanılan edatlar şunlardır:

around (etrafında)
on (üstüne)
as far as (-e kadar)
onto (üstüne)
away from (uzakta)
out (of) (dışına)
down (aşağı doğru)
past (geçmek, geçtikten sonra)
from (-den, -dan)
through (içinden)
in (içine)
to (doğru, kadar)
into (içine)
toward(s) (doğru)
off (dışına)
up (üstüne)

The train is going through a tunnel. (Tren bir tünelden geçiyor.)
We are going as far as Alanya this summer. (Bu yaz Alanya’ya kadar gideceğiz.)
Do not take any chairs out of the lab. (Laboratuardan dışarı hiç sandalye çıkarmayın.)
They walked past the theater, and turned right. (Onlar tiyatronun yanından geçtiler ve sağa 
döndüler.)

She was walking toward(s) the village (Onu gördüğümde, köye doğru yürüyordu.) 
when I saw her.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder